Php ye giriş

Rasmus Lerdorf, tarihin ilk dönemlerinde yani Internet'in henüz yayıldığı 1990'ların ortalarına doğru iş arıyordu; hayat öyküsünü bir kişisel sayfada yayınlamak ve başvuracağı yerlere bu sayfanın adresini verebileceğini düşündü. Fakat o dönemde özellikle üniversitelerin Unix ağlarında kurulan Web Sunucularda kişisel sayfa yapmak kolay değildi
www.dijitalders.comRasmus, kendisi için hazırladığı yazılımın Web'e aşina olmayanlar starafından da kolayca kullanabileceğini düşündü. Bu yazılımın büyükçe bir bölümü Perl dilinden alınmıştı. Adına Personal Home Page (Kişisel Ana Sayfa) dediği bu programın çok tutulması üzerine Rasmus Lerdorf, Internet Sitesi kuran herkesin birinci gün değilse bile ikinci gün farkına vardığı ihtiyacı, yani bir form yoluyla ziyaretçiden gelen bilgileri işlemeyi sağlayan ekleri yazdı ve programın adı PHP/FI (Form Interpreter/Form Yorumlayıcı) oldu. Kimileri programın bu sürümüne PHP2 adını taktı; ve bu ad, programın çok değişmesine ve gelişmesine rağmen uzun süre değişmeden kaldı.

Rasmus Lerdorf, 1995'in ortalarında, Zeev Suraski, Stig Bakken, Shane Caraveo ve Jim Winstead ile bir grup kurdu ve PHP'yi Perl'den ödünç alma rutinlerle iş yapan bir paket olmaktan çıkartıp, Nesne-Yönelimli (Object-Oriented) bir programlama dili haline getirdi. Bu grup, bugün PHP4 adı verilen bu dili geliştirmekte ve yeni işlevsellikler kazanması için sürekli çalışmaktadır. PHP, Linux gibi, Açık Sistem kurallarına tabidir; isteyen programda istediği değişikliği yapabilir; ancak bu değişiklikten para kazanamaz ve yaptığı değişiklikleri isteyen herkese açıklamak zorundadır.

Linux'un önümüzdeki yıllarda en çok kullanılan işletim sistemi olacağı yolundaki bilgiler kuşkusuz en çok Linus Torvalds'ı şaşırttı. Linux'un bu başarısındaki en önemli anahtar nokta olan açık kaynak geliştiriliyor ve dünyanın heryerinden yazılım geliştiricilerin desteğini alıyor olması. Aynı başarıyı Web yazılım geliştirme dili PHP de gösteriyor. PHP bundan iki yıl öncesine kadar adı duyulmamış basit bir dildi. Ancak şimdi gerek performans gerek destek açısından diğer Web yazılım geliştirme dilleri ile kolayca yarışıyor; hatta bunları fazlasıyla geçiyor. Hemen her türlü işletim sistemiyle çalışıyor olması da cabası. PHP, her türlü veritabanıyla sorunsuz çalışıyor olmasıyla ve  Zend derleyicisiyle daha da yaygınlık ve güç kazanacak. PHP ve açık kaynak olarak geliştirilmeye başlanan MySQL'in birlikte kullanıldıklarında yakaladıkları etkinlik binlerce Dolar verilerek alınan veritabanı ve uygulama dilleriyle yarışmanın ötesinde farklara sahip.

Türkiye'de PHP oldukça yeni kullanılmaya başlandı. Dünyadaki PHP kullanıcılarının tercih ettikleri PHP editörü PHPed'i bir Türk'ün geliştirmiş olması, hepimize haklı bir gurur veriyor. Ayrıca http://www.php.org.tr adresindeki oluşum çok kısa sürede Türkiye'de PHP'nin layık olduğu yeri alacağını gösteriyor.

C/C++, Pascal, hatta Visual Basic bilen kişiler için PHP öğrenmek hemen hemen bir öğleden sonrayı ayırmak suretiyle yapılabilecek bir iştir. Bu dillere aşina olmayanlar ise belki bir kaç öğleden sonralarını ayırmak zorunda kalabilirler! PHP, bir Script dilidir; yani kodları düz yazı dosyaları halinde kaydedilir ve kullanılacağı ortamda bir yorumlayıcı tarafından yorumlanır. Bu, PHP ile yazacağınız programları, derlemek yani ortaya bir EXE veya çalıştırılabilir başka bir dosya çıkartmaya gerek olmadığı anlamına gelir. Fakat PHP Script'lerinizi çalıştırabilmek için bu dili bilen bir programa ihtiyacınız vardır. Bu programın tek başına (komut istemci penceresinde veya terminal ekranında) çalışması mümkün olduğu gibi, Web Server tarafından da çalıştırılabilir olması gerekir. Başka bir deyişle Web Sunucu programının PHP anlar hale getirilmesini sağlamak zorundayız.

PHP yorumcusu, bugün Zend-çekirdeği adı verilen bir Scripting teknolojine dayalı olarak, Zeev Suraski ile Andi Gutmans tarafından sıfırdan, tamamen yeniden yazılmış bulunuyor. Zend, tıpkı Windows Script Host ve mesela Visual Basic for Applications (VBA) gibi, işletim sistemine kendisi ile uyumlu Script dilleriyle yazılmış programları çalıştırma imkanı kazandıran bir teknolojidir (Zend konusunda ek bilgiyi Internet'te www.zend.com adresinde bulabilirsiniz.) Bugün bu dilin resmî adı "PHP: Hypertext Preprocessor" (Hiper-metin ön-işlemcisi) olarak değiştirildi, ve çeşitli Web Server'ların PHP dili anlaması için gerekli yorumlayıcıları yeniden üretildi. 20 Ocak 200'de İsrail'de PHP'nin ilk uluslararası konferansı yapıldı ve 4'ncü sürümünün betası ortaya kondu.

Peki ama PHP nedir?

PHP ile artık oturup her türlü işlevselliği sahip programlar yazabilirsiniz; yani PHP başlı başına uygulama alanları bulabilecek düzeye ulaşmıştır. Başka bir deyişle PHP ile oyun programından tutun veritabanı yönetimine kadar hemen her türlü programı yazabilirsiniz. Bizi bu kitapçıkta ilgilendiren tarafıyla PHP, Web Sunucuya bir takım işler yaptırmak için program yazma dilidir. Tıpkı CGI/Perl veya ASP ya da ColdFusion, Java (Javascript değil!) gibi! PHP kodları, oluşturacağımız HTML sayfalarında HTML etiketlerinin arasında kendi özel ayracı içinde yazılır:
 
<html>
<?PHP
      echo ("Merhaba Dünya!");
?>
</html>
 
İster kişisel bilgisayarımızda, ister gerçek Internet ortamında olsun, bir Web Sunucu, ziyaretçinin (Internet istemci programının, Browser'ın) talep ettiği dosya adının uzatması olarak ".PHP,"  ".PHP2," ".PHP3," veya ".PHP4" görünce, kendine kendine, "Yine bana iş çıktı!" diye düşünür! Çünkü Web Server, uzatması ".htm" veya ".html" olan bir dosyayı, kendi sabit disklerinden birinde bulur ve zahmetsizce, ziyaretçinin bilgisayarına gönderir. Fakat, ".asp," .pl," ".cfm" gibi, ".PHP" uzatması, Web Sunucuya bu sayfayı olduğu gibi, alıp ziyaretçinin Browser'ına göndermek yerine, önce PHP yorumlayıcıyı çağırarak, ona teslim etmesi gerektiğini bildirir. PHP yorumlayıcısı (yani Windows ortamında PHP.exe veya 4'ncü sürümle gelen PHP4isapi.dll, Unix ve türevlerinde çalıştırılabilir PHP dosyası), kendisine teslim edilen bu belgede önce "<?PHP" ve "?>" ayraçları arasındaki PHP kodlarını seçerek alır ve gereği ne ise onu yapar. Bu ayraçların içinde kalan kodlar, bizim yapılmasını istediğimiz işlemin komutlarıdır. HTML ile yetinmeyip, PHP kullanmamızın sebebi, bu komutların HTML'in yapayacağı şeyleri yapmasıdır.

HTML'in yapamayacağı şeylerin başında, Web Sunucusu'nda yapılacak işler vardır. Sözgelimi HTML etiketlerini kullanarak, Web Sunucusu'ndaki bir veritabanı dosyasını açıp, içindeki verileri okuyamayız. HTML yoluyla Web Sunucusu'nun sabit disklerindeki düz yazı dosyalarını da okuyamayız ve bu disklere dosya yazamayız. HTML etiketleri ile Web ziyaretçimizden bilgi edinebilir ve bunları Sunucu'ya yollayabiliriz; ama o kadar! Bu bilgileri işe yarar şekle sokmak için bize Server'da çalışan bir program gerekir. Server'da çalışan program, EXE ve DLL veya JSP (Java Server Pages)  gibi bir "gerçek program"; veya Perl, ASP ve PHP gibi Script diliyle yazılmış bir program olabilir. (Gerçek programları yazanlar, tabiî, sizin Script diliyle yazılmış programlara "program" demenize çok kızarlar! Ama bu Script pogramlarının program olmasını hiç engellemez.)

Ne diyorduk? Web Sunucu, ".PHP" uzatmasını görünce telaşa kapılır, bu dosyayı PHP yorumlayıcısına verir ve o da "<?PHP" ve "?>" ayraçları içindeki kodları icra eder, demiştik. Bu icraatın sonunda ortaya çıkan ürün eğer ziyaretçiye gönderilecekse, HTML etiketleri içinde gönderilir; yani ziyaretçi asla PHP kodlarını göremez. Kimi zaman PHP programımızın çalışması sonucu ortaya ziyaretçiye gönderilecek bir ürün çıkmaz; elde edilen sonuç ya başka bir programa (örneğin elektronik ileti gönderen bir Sendmail progamına) hammadde olarak verilir, ya da Server'da sabit diske yazılır. Fakat her durumda, Web ziyaretçimiz bizim PHP kodlarımızı göremez; bu Web sayfalarımızda PHP kodu kullanmamız halinde, sayfalarımızın Browser tarafından tanınması veya tanınmaması gibi bir durumun ortaya çıkmaması demektir. Ziyaretçi ne tür Browser kullanırsa kullansın, kendisine Sunucu'dan daima saf HTML kodu geleceği için, sayfalarımızı rahatça görebilecektir. Tabiî bir nokta var: Sayfalarımızda herhangi bir Browser'ın arızalı yorumladığı veya hiç yorumlayamadığı HTML etiketleri bulunabilir; ya da söz gelimi ziyaretçiye giden HTML'in içinde Browser'da çalıştırılacak olan başka Script kodları bulunabilir; ve Browser bu kodları anlamayabilir. Örneğin, HTML sayfanızda VBScript kodları kullanmış iseniz, Netscape ile sitenize bağlanmış olan kişiler bu kodun oluşturmasını istediğiniz etkiyi göremeyeceklerdir; çünkü Netscape VBScript anlamaz! PHP ile yazacağınız Web programlarının (eski deyimiyle "sayfaların") oluşturacağı HTML belgesinin Browser türleri ve sürümleri ile uyarlılığını sağlamak yine Web programcısı olarak sizin sorumluluğunuzdadır.

Özetlersek, PHP bir CGI programlama dilidir; bu dille, Web Sunucusu ile Web ziyaretçisi arasındaki buluşma noktası olan CGI'da bilgi alışverişi yapılabilir; Sunucu'da bulunan başka programlar çalıştırılabilir ve böylece Web sayfalarımıza HTML'in sınırlamalarının ötesinde hareket ve ziyaretçi ile etkileşme olanağı kazandırılabilir.

Sanırım iyi bir Web programcısı olarak şu anda ekrana "Merhaba Dünya!" yazdırmak için sabırsızlanıyorsunuz. Ama bunun için, PHP sayfanızı ya PHP-uyumlu bir Web Sunucusu'ndaki Web sitenize yüklemek, ya da kişisel bilgisayarınızdaki kişişel Web Sunucusu'na PHP öğretmek zorundasınız. Bu ikinci yöntemi kuvvetle tavsiye ederim; çünkü yazacağınız PHP programlarını gerçek Internet Sunucusunda sınamak, bazen arzu edilmeyen durumlara yol açabilir. Oysa kişinin bu denemeleri, evinde ve işyerinde kendi bilgisayarında yapması, çoğu zaman daha az başağrısı ve gözyaşına yol açar! En azından, PHP hatalarınızı ve gözyaşlarınızı sizden başka gören olmaz!
 
Kişisel bilgisayarınızdaki kişisel Web sunucusuna PHP öğretme işlemine geçmeden önce, hemen hemen PHP'nin ikiz kardeşi sayılan MySQL'den ve onun rakibi PostgreSQL'den kısaca söz edelim.

PHP'nin varlık sebeplerinin başında, ticarî Unix ve Microsoft Windows işletim sistemlerinden ayrı, ticarî olmayan Açık Sistem ortamlarında çalışan bir Script dili ile bu dille kullanılabilecek yine Açık Sistem ürünü bir veritabanı erişim ve yönetim aracına sahip olmak gelir. Perl, gerçi PHP'den çok önce Açık Sistem ürünü olarak, isteyen Web Programcısı'nın ücretsiz edineceği bir CGI programlama dili olarak Web'in ilk gününden beri Web Programcısının emrinde idi. Ama Perl, metin dosyalarından yazı çekmek ve bunları biçimlendirerek rapor haline getirmek amacıyla geliştirilen bir dil olduğu için, özellikle veritabanına dayalı işlemlerde programcıya çok güçlük çıkartıyordu. ASP ise (ASP desteği sağlayan ve ücretsiz Web sitesi veren firmaların giderek artmasına ve veritabanı konusunda hem kolaylık, hem de büyük bir etkinlik sağlamasına rağmen) çoğunlukla ücretli Web sitesi aldığımız ticarî amaçlı evsahibi (Hosting) firmalarının sağladığı bir teknoloji olarak görüldü. PHP, tasarımcılarının MySQL ve PostgreSQL teknolojilerini geliştiren kurum ve firmalarla yaptığı yakın işbirliği sonucu ikinci sürümünden itibaren veri-yönlendirmeli Web uygulaması alanında önemli bir araç olarak belirdi. Dolayısıyla, PHP kurulumu dendiği zaman, kendiliğinden, MySQL kurulumu da kastedilmiş olur. Şimdi PostgreSQL da ekleyebiliriz.

PHP, bir dildir; MySQL ve PostgreSQL ise bir demet sürücüdür. PHP ile, Web Server'a sayfanızı Internet ziyaretçisine göndermeden önce bir takım komutları icra etmesini, bir takım veri dosyalarını açıp içindeki bilgileri alıp bunları HTML kodlarıyla bezeyip, Browser'a bildiğimiz klasik HTML sayfası olarak göndermesi talimatını veririz. MySQL ve PostgreSQL ise, Windows sistemlerinde Denetim Masası'nda gördüğünüz ODBC Veri Kaynağı Yönetmeni adlı araç gibi, bir vertabanı sunucusu, yani Database Server pprogramlarıdır. Yakın zamana kadar bu iki veritabanı yönetim aracı arasında fazla bir çekişme yoktu. Ancak şimdi özellikle Linux kullanıcıları topluluklarında iki program arasında verimlilik testleri yapılıyor; hangisinin daha iyi olduğnuna ilişkin yoğun bir tartışma sürüyor. PHPBuilder.com uzmanları, yaptıkları bir çok denemede, MySQL'in daha hızlı ve daha etkin çalıştıkları sonucuna varıyorlar. (Bu konuda daha geniş bilgi edinmek için Internet'te http://www.PHPbuilder.com/columns/tim20000705.PHP3 adresine bakabilirsiniz.)

MySQL, bir kullanıcı lisansı 200 Dolar olan ticarî bir program iken 2000 yılı ortalarında GPL (GNU General Public License/GNU Kamusal  Lisans) uygulamasına geçmiş ve ücretsiz dağtılır hale gelmiş bulunuyor. Buna göre MySQL'i bir ticarî uygulamanın içinde motor olarak kullanacaksanız üreteci firmaya lisans ücreti ödemeniz gerekir; bunun dışındaki uygulamalar için programı Internet'ten indirerek kullanabilirsiniz. PHP için MySQL'e gerek yoktur. PHP, bir NT veya Win9x tabanlı Web Server'da çalıştırılıyorsa, Microsoft'un ODBC sürücüleri ile çalışabilir; ve ODBC'nin okuduğu bütün veritabanlarından veri çekebilir. (ODBC'nin Unix-Linux sürümü de vardır.)  Ayrıca PHP için Adabas, dBase, Empress, FilePro, Informix, InterBase, mSQL, Oracle, Solid, Sybase, Velocis ve bir çok Unix veritabanı yöneticisi için geliştirilmiş add-on (sonradan eklenen) modüller vardır. PHP, bir çok LDAP istemci programı için yazılmış API'lere de sahiptir. PHP ile IMAP, SMTP gibi Internet elektronik mektup protokollerini kullanmak da mümkündür.

Yorumunuzu Ekleyin


Yükleniyor...
Yükleniyor...